Erkeğe aşkı öğreten kadındır..
Aklıma gelmek kolay. Marifet, yanıma gelmekte…
Al ömrümü koy ömrünün üstüne, senden gelsin ölüm başım üstüne….
Hayatta en zor olan şey, gerçek aşkı bulmak değildir. Daha da önemlisi onu her zorluğa karşı sürdürebilmektir aslında.
Denizi kurumuş bir balık gibi, halen senin için çırpınıyorum.
Herkesi tersliyorum şu ara. Solundan mı kalktın diyorlar? Hayır ben değil, o kalktı solumdan diyemiyorum!
Üflesen yıkılır hayallerimiz varmış meğer; titremesin diye nefes almaktan bile korktuğumuz.
Çünkü aşk, yaralıyken asla bulamayacağınız garip bir kan grubudur.
Sen bana sıfatlar ararken, ben seni sonu gelmeyen cümlelere başlık yaptım.
Yarın bayram diyorlar hayrola sevgili sen mi geliyorsun?
Böyle bir şeysin sen aşk; hem yaşamaya heves ettiren, hem ölümü özleten.
Islak sokaklar boyu dostluğu ararsan; bir dağ eteğinde, bir deniz kenarında gözlerinden yaşlar akarsa. Tarifsiz bir his kaplarsa seni… Unutma, ben senin aşkınım.
Senin bakmaya meylin olmadıktan sonra, bendeki bu yüz güzelliği ne işe yarar?
Sevdim be! Günah gibi boynuma dolansan da sevdim. Nefesime kilometrelerce uzakta olsan da bitmedin! Ölüme eşdeğer acılar doğursan da içimde senden ve sevdandan vazgeçemedim.
Beraber izlerken güldüğümüz filmler vardı ya. Şimdi onları sensiz izliyorum. Pek komik değilmiş aslında, görsen nasıl da ağlıyorum.
Tutanaklar tutulmuş gözlerimin suçuna. Sevdama muebbet biçilmiş, gururuma ağır hapis. Oysa ne yüreğime kelepçe takabilmiş kimse, ne de aşkıma zincir. Ben herkesten yana özgürüm ama senden yana esir.
Karlar içinde yorgun bir selam gibi vakitsiz ve davetsiz giriyorum gecene. Gözlerinin sıcaklığına konuk et beni. Biliyorum; vakti değil ama özledim seni.
İnan gözümde hiç bir değerin yok, ne varsa kalbimde.
Ve aşk; hak edenlerin hayali olurken, hak etmeyenlerin oyuncağı oldu.
Sana bu satırları gidip gelen aklımla yazıyorum. Sana gidip, aşka gelen bir akılla!
Sonra diyorum ki, bu aşkı içime düşürenin şüphesiz bir bildiği vardır.
Bir erkeğin bir kadına söyleyebileceği en güzel söz
‘Bir daha ki seveceğim kız, bizim kızımız olacak’ demesidir.
Kalp kilittir! Her kalbin anahtarı da farklıdır. Ne kadar zorlarsan zorla, yanlış anahtar doğru kalbi açamaz.
Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde yağmurlar yağardı.
Sevdan üflendi bir kere vakit aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde; gönlüm gönlüne emanet.
Haydi takas edelim bir şeylerimizi; mesela sen gülüşünden ver, ömrümden al.
Aşk seven için ızdırap. Sevilen için gururdur. Karşılıklı sevenler için mutluluk. Sevip de sevilmeyenler içinse ölümdür.
Bil diye değil, gel diye ‘Özledim’ diyorum.
Aşk nedir bilir misin? Aşk; bir kız için, dünyadaki bütün kızlardan vazgeçmek ve bundan zerre kadar pişmanlık duymamaktır.
Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belki mutluluk gülüşünde saklıdır, sakın ağlayayım deme! Belki bir yerlerde senin bir tek gülüşün için yaşayan biri vardır..
Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim…
Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamını taşısaydı ve sen bana, seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inanki bir tanem her gün yağmur yağardı…
Hayatta üç şeyi sevdim. Seni, kalbimi, ümit etmeyi. Seni sevdim, sensin diye. Kalbimi sevdim, seni sevdi diye. Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye…
Bir telefon bekliyorum, sevgilim diye başlayan, seni seviyorum diye biten. Bir telefon bekliyorum, dün gelmesi gereken ve bugün hala gelmeyen…
Yarın bayram diyorlar hayrola sevgili sen mi geliyorsun.
Böyle bir şeysin sen aşk; hem yaşamaya heves ettiren,hem ölümü özleten.
Sevdim seni bir kere değil, binlerce kere. Aşık olan ben değil, kalbimdi sana binlercesiyle.
Beni bırakıp da gittiğin günden beri ağaç kovuklarında yaşayanlara özendim.
O kadar çok ağladım ki sen yoksun diye, gemiler limandan ayrılmaya başladı bir ümit var mı diye.
Ellerime vurulan kelepçelere inat ettim sevgilim. Seninle görüşebilmek için siyah saçlarınla hayalime aldım güzel yüzünü.
Bir ney sesi duyuldu uzaklardan gelen. Aşk-ı kıyamet midir nedir bu kopan. Özledim diyerek inleyenlerin başında ben vardım ama yine sen yoktun gelenler arasında.
Her gece başlardım seni düşünmeye, düşünerek geçmeyen gecelerin sabaha ulaşmasıyla irkilmeye.
Böyle bir aşkı bana verenin bir bildiği olmasa seni de yakarım kendimi de.
O kadar çok üflesen de bu ateş sönmeyecek, emin ol. İçimdeki ateşin bitmesi için bu kalbin durması şart, emin ol.
Gece karanlığında insanların önünü aydınlatan sokak lambaları olmana gerek yoktu ama en azından bir pilli fener görevi görseydin.