Posta güvercinleri tarih boyunca insanoğluna birçok konuda yardım etmiştir. Posta güvercinleri yollarını nasıl bulur? Hiç merak ettiniz mi? Modern iletişimin ilkel atalarından biri olan posta güvercinleri zaman zaman uyuşturucu kaçakçılığında dahi kullanılmışlardır. Peki bu kusursuz sistem nasıl çalışıyor? Posta güvercinleri gidecekleri yeri nasıl belirliyorlar? Belirledikleri yere gidiş rotasını nasıl çiziyorlar? Nasıl oluyor da kaybolmuyorlar?
İsterseniz biz önce rotalarını neye göre çizdiklerinden bahsedelim, yani salındıklarında haberi neye dayanarak doğru yere ulaştırabiliyorlar?

Eşi olan bir güvercin, yetiştirildiği yerden alınıp, orayla haberleşme sağlayacağı yeni bir bölgeye götürülüyor ve burada sağlıklı bir şekilde bakılmaya başlanıyor, ancak kendisine yeni bir eş sunulmuyor. Bu yüzden aradan yıllar da geçse, güvercin salındığında ilk olarak yuvasına, eşinin yanına dönüyor ve böylece beraberinde haber getirmiş oluyor. Evet bu çok romantik bir hareket olsa da bizim merak ettiğimiz şey…

Güvercinler Yollarını Nasıl Buluyor?

Posta güvercinlerinin kullanımı çok eskilere dayanmaktadır. Bu güvercinler hakkında ilk kayıtlar M.Ö 1200’lü yıllarda görülmektedir. Bu zaman diliminde Mısır’da güvercinlerin haberleşme amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Daha sonrasında ise bu yöntem diğer ülkelerde de yaygınlaşmaya başladığı gözlemlenmiştir.

İnsanlar ilk başta güvercinlerin yeryüzü şekillerini akıllarında tutarak yönlerini bulduklarını düşündü, sonra güneş ve yıldızların konumuna göre gittiklerini sandılar, ancak gerçekler bugünden yalnızca 60 yıl önce ortaya çıkmaya başladı. Posta güvercinleri, yollarını Dünya’nın manyetik alanını ve atmosferdeki hava moleküllerini kullanarak buluyordu! Güvercinlerin üst gagasını kaplayan derinin duyusal sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıklar bulunuyor. Üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahip olan bu dendritler, dünyanın dış manyetik alanına çok duyarlı olan ve özel yaratılmış alıcılardır. Manyetik alanda meydana gelen değişikliği üç bileşeniyle ayrı ayrı analiz eden magnetoception isimli bu alıcılar, elde edilen verilere göre yönlendirme yapabilmektedirler. Yeryüzündeki manyetik akım çizgileri, jeomanyetik ekvatorda yatay durumdayken, kuzeye ve güneye doğru gidildikçe daha dik açılarla kesişir konuma gelir. alanın şiddeti kutuplara yaklaşıldıkça artar, ekvatorda ise daha zayıftır. “Magnetoception” adı verilen alıcılara sahip güvercinler, alandaki manyetik değişimin sinirlerine uyarı göndermesiyle ve doğumlarından itibaren beyinlerine yazdıkları, atmosferde stabil durumda bulunan hava molekülleriyle Dünya’nın koku haritasını çıkararak yollarını bulur.