Ülkemizde tek kanallı zamanlarda ünlenen ve vazgeçilmez hale gelen yapımlardan biridir Red Kit. Telif haklarının alavare dalavere ile kolayca üstesinden gelinebildiği zamanlardaki adıyla tabi ki. Asıl adı Lucky Luke. Çoğumuzun Morris diye bildiği, Belçikalı çizer Maurice de Bevere’nin ürettiği bir çizgi karakterdir.
Anavatanındakinden farklı olarak, bizim zihinlerimize Koksal Engur’un sesi ile can bulmuş bir karakterdir o. Tek kanallı dönemde hayatımıza girmiş birçok yapım gibi o da diğer ülkelerde olduğundan daha ünlü olmuştur. Amerikalı bir kovboy olmasına rağmen onu Amerika’da tanıyan pek azdır.
Ülkemizde o kadar çok sevilmiş bir çizgi-dizidir ki dünyada ilk kez sinemaya ülkemizde aktarılmıştır. 1967’de Öztürk Serengil bu filmin başrolünü oynamıştır. Rüyasında Red Kit’e dönüşen bir karakteri canlandırır Serengil. Film boyunca vahşi batıdaki maceralarına tanıklık ederiz. 1971 yılında ise İzzet Günay Red Kit’liğe soyunur ve azılı düşmanları Daltonlarla mücadele eder. Daha sonra Sadri Alışık 1974 yılında Red Kit olarak karşımıza çıkacaktır.
Gölgesinden hızlı silah çeken kovboy olarak biliriz onu. Civciv sarısı gömleği, üzerine giydiği siyah yeleği, her zaman sola doğru eğik, düşmek üzere gibi duran belindeki kemeri, incecik bacaklarını saran, paçaları 10 santim katlı kot pantalonu, arkasına çakılı, dönebilen çelik yıldızları olan, yumurta topuklu çizmeleri, tanınmamak istediğinde ağzına geçirdiği kırmızı fuları, incecik boynu üzerinde duran kafasına nasıl tam geldiğini, o kadar arbede sırasında nasıl hiç düşmediğini anlamadığımız beyaz kovboy şapkası ve o şapkanın önünden çıkan, onca tozun, kirin arasında bile parıl parıldayan saçları ile özdeşleşmiştir canım Red Kit’im.
Ayrıca ağzında yarım yamalak bir şekilde duran, tek eliyle sarıp, yine aynı eli ile yakıtığı sigarası da onun demirbaşlarındandı. Fakat daha sonra çocuklara kötü örnek olduğu için sigarayı bıraktı. Saman çöpü ile alışkanlığından kurtuldu. Artık onun demirbaşı ağzındaki sigara değil saman çöpüydü. Bunun üzerinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 7 Nisan 1988’de kahramanın üreticisi Morris’e bir ödül verdi.
Can yoldaşları vardır onun. Biricik atı Düldül (Jooly Jumper) ve sadık -birazcık da saftirik- köpeği Rin Tin Tin (Ran Tan Plan).
Düldül biraz şikayetsever bir attır. Düldül uyuşuk uyuşuk geviş getirirken, Red Kit herhangi bir görev verdiğinde başlanır sızlanmaya; “Düldül şuraya, Düldül buraya… Hiçbir Allah’ın kulu demiyor ki Düldülüm sen yorulmuşsundur dur onu ben yapayım…”
Rin Tin Tin ise sevimlinin önde gideni bir saftiriktir. Daima hikayeyi farklı (yanlış) yorumlar. Kötü adamları kendisini çok seven ve iyilik yapacak kişiler olarak düşünür. Sevgiye aç bir mizacı vardır. Yanlışlıkla biri başına dokunsa içi erir okşanıyorum hissi ile. Red Kit zaman zaman ona da görevler verir fakat Rin Tin Tin hiçbir zaman bu görevi doğru anlayamaz. Çünkü onun tek düşüncesi canından çok sevdiği sahibi tarafından sevilmektir. Red Kit bağlı bir şekilde iken ona kendisini çözmesini söylediğinde, gider Red’in kucağının üzerine oturur pişkin pişkin. Sırnaşır, başını sürter, ters dönüp ayaklarını havaya kaldırır. Çünkü Red’in kendisinden bunu istediğini sanmaktadır. İşte böyle şeker bir köpektir o… Onun şekerliğine şekerlik katan ses ise Yekta Kopan’a aittir.
Çizgi-dizide, yaşları ve zekaları ile ters orantılı bir şekilde boylara sahip olan, Red Kit’in azılı düşmanları Daltonlar isimli bir aile vardır. Azılı suçlular gibi görünseler de, bir kişiyi bile öldürmemişlerdir. Aslında tamamiyle Red Kit’e sinir oldukları için hırsızlık yaparlar. “Bakalım Red şimdi ne yapacaksın” demeyi çok sever yaş ve zeka açısından en büyük fakat boy bakımından yerle yeksan olan Joe. Ama Red Kit günün sonunda onları hapishaneye göndermeyi başarırdı. Sol bacaklarından birbirlerine gülleli zincirlerle bağlı bir şekilde taş kırmak zorunda kalırlardı hapiste. Akıl yönünden yoksun, annesinin en sevdiği oğlu Avarell, Joe’yu sinirlendirmeyi başaracak bir şey söylerdi hep. Joe’yu kıpkırmızı olmuş bir şekilde sinirden zıplar bir halde görürdük. Daha sonra Anne Dalton elinde, içinde eğe olan bir pasta ile gelir çocuklarının hapsaneden kaçmalarına yardım ederdi.
Son karede Düldül ve Rin Tin Tin ve hüzünlü yalnız kovboy şarkısı ile birlikte hep gün batımına, kocaman güneşe doğru giderdi.
Bir gün yine gitti güneşe doğru ama geri dönmedi. Çizeri Morris’in ölümünden sonra o da geri gelmedi bizim için. Taklitleri çıktı. “Modernize ettik” diyerek ortaya garip şeyler sürenler oldu ama biz o eski Red Kit’i hiç unutmadık. Unutmayacağız…