Karaktersizliğine mavi boncuk takta, şerefsizliğine nazar değmesin!
Konuşmak sonucu değiştirmeyecekti, bende kafamı yormadım.
Aklının sonradan başına gelmesi çok kötü ya, keşke hiç gelmese. Ya da geliyorsa iş işten geçmeden gelsin. Bu ne böyle ne işe yaradı şimdi bu diyorum yoksa.
Kaba saba bağırıp çağırmak yerine, narince kırılmayı seçersen kaybedersin tabi.
Bir ihtimal daha var hemen onu da bitireyim mi dersin?
Karşı tarafın verdiğim değere layık olmadığını gördüğüm an, hayatımdan çıkarıyorum.
İşleri yoluna koyduğumu sandığımda dik yokuş çıkmaya başlıyorum.
Sevdiğim insanlar beni çok konuşan bir insan olarak, hoşlanmadığım insanlar ise çok sessiz bir insan olarak tanırlar.
Artık mükemmel bir hayat istemiyorum. Kendim dışında hiç kimse için fedakarlık yapacak kadar saf olmayayım kafi.
Ve her noktadan sonra büyük harfle başlama devri de bitiyor. Belki de virgüllerle ilerlemek lazım son noktaya kadar.
İnsana taşıyamayacağı yük yüklenmezmiş. Sanırım yüklemede benim yükü yanlış verdiler, göbeğim çatladı, ciğerim soldu.
Aniden akla gelen hayatım ne zaman istediğim gibi güzel olacak sorusu ve hiç gelmeyen cevap.
Konuşmak çözüm olsaydı konuşurdum ama değil. Şimdi suskunluğu deniyorum. O da çözüm olmazsa ne halt edeceğimi bende bilmiyorum.
Düzensizlik düzene doğru akmaz. Olumsuzluklardan olumlu bir şey çıkmaz.
‘Seni asla unutmayacağım’ diyen 4 ay sonra evleniyor.
Az önce içim bana dedi ki, boşuna çabalama sen mutlu olamazsın, bu senin DNA’nda yok. Sanırım haklı ama böyle duymak hiç hoş değil.
Yaşlandıkça anladığın tek şey, istemediğin şeyleri yapmadığında mutlu olabileceğin!
Akıl bazen doğuştan olmaz, bazen yaşarken terk eder başı, bazen de hiç terk etmez ve hayatı zindan eder.
İnsanın karakteri değişmez, değiştim diyenlere inanmak saflık olur ne yazık ki!
Bir yaştan sonra hayat dinginleşir, huzurlu olur her şey yerine oturur diyorsun ya, o öyle olmuyor bil istedim.
Bir acayip rüyaydı bizimkisi, geldik diye uyandırdılar.
İnsan garip bir varlık taşıyamayacağı yüklerin altına girip eziliyor her seferinde.
Bazılarının varlığı şükretmeyi, bazılarının ki ise küfür etmeyi öğretir insana.
Çünkü insanlar anlayamadıkları şeylerle sadece dalga geçmeyi bilirler.
Yaydan çıkan ok, ağızdan çıkan söz, kaçırılmış fırsat ve geçmiş zaman hiçbir zaman geri gelmez, unutmayın.
Hayat bile adil davranmıyorken, insanların adil davranmasını beklemek salaklıktır. Lütfen salaklık yapmayın.
Kazanmak arzusu ile kaybetmek korkusu, bizi aynı kapıya çıkarır: bu da acımasızlık.
Bana zararı dokunmuş insanların ölmesini isteyecek kadar kötü biri değilim ama, sürünmelerin de bir sakınca görmüyorum.
Sen onun için yüreğini semaver yaparsın, o gider dallamanın, sallama çayına şeker olur!
Arada makyaj malzemelerini de ye ki; Biraz da için güzelleşsin!
O kadar güzel sıkılıyoruz ki, insan uyumaya kıyamıyor.
Karakterin iğrenç olduktan sonra dış görünüşün beni ilgilendirmiyor.
Keşkeler, çok acımasız.
İnsanları kırmayı hiç sevmem. Fakat hakettikleri zaman, hiç tamir olmayacak şekilde kırmayı da çok iyi bilirim!
Kafanda gerçekleştiremediğin binlerce hayalle, gömerler bir gün.
En kötüsü de geçmişimizdekilerin bizde yarattıkları paranoyaklık yüzünden, melek gibi insanları kaybetmemiz oldu.
Bazen bir şarkı gözlerimi doldurmuyor değil, senin yüzünden.
Allah’ım; ne yaptın tüm kapılara şifreli kilit mi koydun, anlamıyorum ki, ne bu talihsizlik?
Uçuk kaçık hayaller kurmuyorum. Ama kurduğum tüm hayaller uçup kaçıyor.
Yarım bıraktıkların, vazgeçtiklerin kadar değersiz değildir. Değer verdiklerin ise, vazgeçtiklerin gibi.
İki yol vardır. Uzun olanı kitaplardan geçer, kısa olanı ise sevgiden.
Hayatta bir acelem varmış gibi sürekli bir telaş hali var ruhumda. Oysa ne yetişeceğim bir yer nede kimse var. Ruhumun hüsnü kuruntusu.
Papatya gibi narin bir çiçeği bile saçma emellerimize alet edip yolduk biz…
Seviyordum seni zalim. Ah ben yıllar önce, düşünmedim beni bırakacağını böyle.
Aslında kelimelerle aram iyidir ama hala nasıl bir zalim olduğunu anlatmakta zorlanıyorum.
Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır ama zalim birini yerinden kıpırdatmaz.
Zalim demişken, aklıma geldin yine; Nasılsın?
Dertler benim, ömrüm senin olsun zalim yar!
Önce yüreğinize değerler sonra cümlelerinize bile değmezler!
Dünyadaki en zalimce şey: Yalan yere umut vermektir.
Sensizlik çok acı alışamadım, resimlerinle bakıştım konuşamadım, zalimin birini sevmek istemem.
Bir bilsen, kalp nasıl dayandı zalime. Ahh kalp nasıl da yandı…
Yanlış insanlar için yaptığımız, doğrular bizi tüketti!
Sokaktaki köpeğe yemek ver, bir ömür yanından ayrılmaz. Değmeyecek birine ömrünü ver, bir köpek kadar olamaz!
Gidişin kilometrelerle ölçülseydi, varış noktası cehennemin dibi olurdu zalim!
Senin ateşinde kimler yanar bilmiyorum ama benim yanımda sadece külsün!
Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey alacakları zaman izin verirler.
Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım. Halbuki bütün numaralar sendeydi.